Sizlere yakın zamanda izlediğim çok güzel bir aşk hikayesinin anlatıldığı Kore dizisinden bahsedeceğim.
Masalsı aşkları, yakışıklı prensler, güzel kadınları ve çok mutlu yaşadılar şeklinde yazılan bütün aşk hikayelerini unutun. Gerçek aşkın ne kadar fedakar olduğunu ve gerçeklerinde ne kadar acımasız olduğunu çok güzel bir şekilde anlatmışlardı.
Delice sevdiğiniz insan için ne kadar fedakarlık yapabilirsiniz, ben hiç aşık olmadığım için bilemiyorum ama Kwon Do-hun'nun, Lee Soo-jin için yaptığı fedakarlıkları izlerken aşık olmayı ve başka biri için yaşamanın nasıl duygu olduğunu öğrenmeyi dileyerek izledim.
Do-hun daha çok genç olmasına rağmen alzheimer teşhisi konulur, uzun bir süre bu hastalıkla başa çıkabileceğini düşünse de hastalığın etkileri yaşamını daha çok etkilemeye başlayacak. Sevdiği kadın ile gelecek ve büyük bir aile planları kurmasını imkansız hale getirecek, Soo-jin'ni olan aşkını, yaşadıkları güzel anıları yavaş yavaş unutacak olduğunu bilmek Do-hun'nu ümitsizliğe ve aşkı için can yakıcı kararlar almaya sürükleyecek.
Vazgeçmek...
Sevdiğinin iyiliği için ondan vazgeçmek, Do-hun'nun kendi yaşadığı zorluklara Soo-jin!ni de sürüklemek istememesi ve onun iyiliği için hayatından çıkmasının en mantıklı karar olduğunu düşünmesi sadece kendisi için verilmiş karar gibi gözükecek Soo-jin'nin gözünde.
Birisini seviyorsan ve evlenip hayatını onunla geçirmeyi planlıyorsan, onun ilgili her şeyi de kabul ediyorsundur, zorluklarla ve hastalıklarla beraber başa çıkmayı her zaman yanında olacağının sözünü veriyorsundur. Soo-jin'ni de aslında Do-hun'nun yaptığı fedakarlığın onu ne kadar üzdüğünü ve çaresiz bir durumda bıraktığını ne yazık ki hissedecek.
Umut her zaman vardır, sadece bazı gerçekler biraz acımasız olabiliyor. Ama yanında seni destekleyecek insanlar olduğu zaman hastalık bile tatlı olabiliyor...
SEVGİLER
PEREYA
0 تعليقات